sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 21 Mayıs 2020

Haydar Işık ''Ego varsa sanat olmaz''

Hemen Döneriz, O İş Bende, Umudun Kıyısında, Zikfr-i Azap,Yola Geldik filmlerinde yönetmen koltuğunda yer alan Haydar Işık, SinemaPort'a konuştu.


Merhabalar Haydar Bey, 2008 yılında kurduğunuz 11k Film yapım şirketinin sahibi hem yapımcı hem de yönetmensiniz. Kendinizi nasıl bir yönetmen olarak görüyorsunuz?  Benim sinema serüvenim 2000 li yıllara dayanır, o zamanlar bir sahafım vardı beşiktaşta kitap alır satardım hem orda çalışırdım hemde setlerde asistanlık, produksyon veya yardımcı yönetmenlik yapardım ama her insan gibi benimde gönlümde bir şirket açıp bir gün yapımcı yönetmen olmak vardı. Aslında çok basitmiş 1 kurala %100 sadık kalırsan oluyormuş, o kuralda, disiplini elde bırakmadan istikrarlı şekilde yılmadan mücadele etmek. Sonra bir bakıyorsunuz kendi kendine oluşuyor her şey. Kendimi şu yerdeyim yada bu yerdeyim diye bir yere koymam mümkün değil, bir yönetmen olarak yolculuktayım ve sürekli öğreniyorum 5 sene öncesi gibi düşünmüyorum ve 5 sene sonrası gibi de düşünmem mümkün değil, yaşam yolculuğunda birikmeye çalışan bir yönetmenim diyebilirim.
Yaptığınız filmlere bakınca komedi, korku ve dram türünde filmler görüyoruz. Kaleminiz kuvvetli midir? Yazdığınız bir senaryo var mı? Hani bir söz vardır ya ‘’ acısı çok olanın yüzünde hep bi tebessüm vardır ‘’ diye, benimk i biraz öyle , 8-9 yaşlarında sırtında boya sandığı ile karıştım bu kalabalığa, bir sürü acılarım var ve bir sürü acılara tanıklık ettim, kenar mahalle kültürünü dahası yoklugu çok iyi bilirim ve inanın, bırakın yaşam hevesini tek bir saat bile umudun olmadığı anları bile çizebilirim. O mahallelerde tatile nereye gitsek, hangi aracı alsam,yatırımı nereye yapsam, sevgilime ne hediye alsam,hafta sonu hangi  klübe gitsem veya modayı hangi markada takip etsem gibi düşüncelere sahip olan insanlar maalesef yok. O mahallelerde sadece ve sadece akşam evine ekmek götürme derdinde olan babalar ve ocağında tenceresi kaynasın yeter diyen analar var… dolayısı ile bu hayatlar çok yıkıcı ben yönetmenlik kariyerimde adil olmayan bu dünya için insanları birazıcıkta olsa güldürmek istedim.. çünkü gülmenin de bulaşıcı oldugunuda çok iyi bilirim. 
11k Film olarak size gelen film senaryolarını nasıl değerlendiriyorsunuz örneğin senaryo yazımında belirlediğiniz bir format var mı? Genç yazarlar için yazdıkları senaryoları size nasıl ulaştırabilirler? Genelde hiyakayelerimi kendim yazarım, sonra senarist bi arkadasa veririm o yazar, cunku bir işe ilk kelimenin kuruldu andan itibaren hakim olmak çok güzeldir ve çok konrollu oluyor.dışardanda senaryo aldığım oluyor tabiî ki, yeni komedi kafalarını severim, sağlam bi senaryom var diyen herkes bana sosyal medya hesaplarımda ulaşabılır, tabi ki yazabılırım demekle olmuyor yazmaları lazım bitmiş bir senaryo ile herkes ilgilenir yeterki çok farklı vede ters köseşi bol olan, komedisi veya dramı sağlam olsun.
Film yapımcılığı ve yönetmenliği keyifli ve zor bir iş olsa gerek? Ancak siz bu iki işi de bir arada yapıyorsunuz? Ayrı ayrı bu işi yapmak isteyenler ve bir arada yapmak isteyenler kendilerini nasıl hazırlamalı ve geliştirmeli? Açıkcası Türkiyede filmcilik yapmak çok zor iştir.sadece bir senaryo ile işler bitmiyor. Senaryo, oyuncu, mekanlar, kostüm, sanat, reji ,ses ,ışık, set vs vs bütün bunları yan yana getirip 60 kişilik bir ekibin yönetmeni oluyorsun, set anı başladığında onlar senin ailen oluyor, sorunları  vs hepsiyle ilgilenmen gerekiyor, sonrasında film bitikten sonra esas film başlıyor :) artık buyurun kurtlar sofrasındasınız, post produksiyon ve en önemlisi gişeye tutunma savası,salon bulma,dağıtımcı bulma savaşı başlıyor…çok sükür ilk zamanlardaki gibi değil hersey artık bu işin liderleride senin bağımsız bir şeklide mücadele ettiğini görüyor ve karekterini biliyorlar dolayısı ile bazı kapılar ufaktan aralanıyor. Benim genclere tavsiyem setlerde ezilebildiğiniz kadar ezilin o sizi güçlü kılıyor el bebek gül bebek bakarlarsa sizlere o zaman ego çıkıyor. Ego varsa sanat olmaz. Ben inanmam sanatcı egodan beslenir sacmalıgına, sanatcı mutavazilikten beslenir sanatcı hayatın en samimi olanından beslenir. Samimiyet iyidir . ve en önemlisi cevrenizde bir sürü işe yaramaz insanda olacaktır ilk sizin enerjinizi onlar kıracaktır olmuyor yapamazsın vs vs diye … unutmayınki bir şeyleri başaramayan insanlar herkesin başarısız olmasını isterler, siz asla yılmayın gece gündüz demeden mücadele edin. 
En beğendiğiniz yerli ve yabancı yönetmenler kimler? Kendinize örnek aldığınız isimler var mı? Ben gerilim filmleri severim bu bakımdan tarantinoyu ayrı benimsemiştirim, yerli olarak kendime örnek aldığım bir yönetmen yok olmamasıda lazım , cunku örnek almak kopya cekmek gibidir, örnek almanın dozajını aşarsanız kadrajınızda size ait olan değil örnek aldığınız yönetmenin yapıtlarının örnekleri dökülür. Saygı duyarım sadece her yönetmene saygı duyarım, cunku bir film yapmanın nasıl zorluklar içinde geçtiğini 7 defa deneyimledim. İyi kötü diye asla ayırt etmem ordaki emeği bilirim. Sartların azlığını veya olmayışını bilirim. Hiçbir film 90 dakika sonrasında ki anlık yorumlamaya gebe degıldır onlar özeldir birer eserdir… saygı duyulması gerektiğini düşünürüm.
En sevdiğiniz yerli- yabancı filmler nedir? Baba serisini birkaç defa izledim. Birde ‘’ Kurt ‘’ diye bi ispanyol filmi var eski bi film, benim favori filmimdir. Ben Kemal Sunal filmlerini sıkılmadan hep izlerim defalarca, Yeşilcam iyidir, dikkat edin Yeşilçamfilmleri samimiyet kokar, olduğu gibidir olması gerektiği gibi değil.
Gelecek dönemler için üzerinde çalıştığınız bir proje/projeler var mı? Hali hazırda üstünde calıştığımız ve yakın zamanda cekmeyi planladığımız çok güzel bir komedi dram filmimiz var … ‘’ Mersedes Kadir’’ Malatyada yaşayan ve geçtiğimiz haftalarda hayatını kaybeden bir meczupun hikayesi. Koca bir Malatya kadirin mersedes diye yıllardır suruklediği sopanın sahibi oldu.onu korudular kolladılar, vali kadirin mersedesine (sopasına) ruhsat verdi,Trafik şube ehliyet… öyle nizami kullanırdıkı mersedesini trafık kurallarına yüzde yüz uyardı,sopasını muayeneye bile götürürdü… tam 3 yıl önce başladık projeye niyetimiz kadiride oynatmaktı ama nasip olmadı.
Son olarak SinemaPort okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz? Her şeyden önce herkesin canının sağlığını dilerim, sinemaya tiyatroya sahip cıksınlar isimli oyuncular yok diye filmlere gitmemezlik yapmasınlar. Bagımsız sinemayı ve tiyatroyu desteklesinler. Film çekmek yapmak zor iş herkesin yapabileceği işler değil, siz destek olunki bağımsız sinema ayakta kalabilsin.
Röportaj : Mehmet Ali Kıcım - SinemaPort