sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 20 Ağustos 2020

Müge Uğurlar ile Samimi Röportaj "Size İyi Gelecek Şeyler Yapın"

Merhaba Müge Hanım hoş geldiniz nasılsınız, yönetmenlik hayatına ilk olarak nasıl başladınız? Bu mesleğe ilginiz ne zamandır var? Biraz paylaşabilir misiniz? Selamlar, 2003 yılında Üniversite için İstanbul'a geldim . Gelişimin hemen ikinci ayında yardımcı oyunculuk yapmaya başladım . Uğur Yücel ve Kenan İmirzalıoğlu’nun başrolünde oynadığı Alacakaranlık adlı dizide ilk diyaloglu sahnemi oynadıktan sonra yardımcı yönetmen Ayhan Özen yanıma gelip sen konservatuvarlı mısın dedi? Ben de hayır Türk dili ve edebiyatı okuyorum dedim. O da gel mutfağı öğren rejiye başla diye teklifte bulundu ve ALACAKARANLIK dizisiyle serüvenim başladı. O seti asla unutamam. Bir yıl önce Üniversite sınavına hazırlanan bir kız çocuğuyken, 1 yıl sonra Uğur Yücel ,Özkan Uğur , Olgun Şimşek, Sezen Aksu,Settar Tanrıöver ile çalışan bir kadın olmuştum..Çocukluk hayalim oyuncu olmak iken, olmam gereken yerin kamera arkası olduğunu keşfetmiştim. Kendinizi nasıl bir yönetmen olarak görüyorsunuz? Gelecekte yönetmek istediğiniz farklı türde bir sinema filmi ya da bir dizi projesi var mı? Nasıl bir yönetmen olduğumu aslında ben çok anlatamam. Ama disiplinliyimdir. Eğlenmeyi de severim sette. Zaten başka türlüsü zor. Saatlerinizi ekip ve oyuncular ile geçiriyorsunuz. Ekibimle de oyuncularla da aramda şeffaf bir duvar vardır. Beni hep görürler ama herkes sınırlarını bilir keza ben de bilirim. Yönetmen olmak sahne çekmek değildir. Yönetmen olmak bir ekibi yönetmektir. Bu konuda iyi olduğum söyleniyor. Ben uzun yıllardır festival filmleri çekmek istiyorum. Ve yolum o. Projeler var. Üzerine çalışıyorum. Çektiğim filmleri, muhteşem coğrafyamızın hikayelerini tüm dünyaya izletmek istiyorum. Pandemi süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi? Pandemi sürecinde hali hazırda TRT’de çekmekte olduğumuz Şampiyon dizisi vardı. TRT setlere ilk ara veren kurum oldu. Biz resmi karar alınmadan 10 gün önce durmuştuk zaten. Her şeyden önce önemli olan insan hayatı. Tabiki herkeste olduğu gibi kendimden ziyade aile büyüklerimiz için endişelendim. Annem benimleydi en çok onun için endişelendim. Sağlığın her şeyden daha önemli olduğunu herkes anlamıştır diye düşünüyorum.   Meslekte diğerlerinden ön plana çıkmak fark yaratmak için sizce nasıl bir donanıma sahip olunmalı? Öne çıkmak gibi bir kaygının olduğu yerde üretim olmaz. Ben kalbimden, gönlümden geçen hikayeleri anlattığım zaman zaten kendi meslek mottomda kendi yolumda başarmış olacağım. Yönetmen olmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler kendilerini nasıl geliştirmeliler? Gerçekten yönetmenlik vizyondur. O vizyona sahip değilsen, yani üretmeyen, yazılanın üstüne koymayan, yeni bir dünya kurmaya heyecanı olmayan, ekip yönetimini başaramayan,kamera, ışık bilmeyen, izlemeyen, sinema nedir bilmeyen( ki bunlar sadece bir kısmı) kişi yönetmen olamaz, operatör olur. Yönetmen olmak isteyenlere tavsiyem bu soruları kendilerine sorsunlar lütfen.   Bu arada kaleminiz kuvvetli midir? Yani mesela yazdığınız bir senaryo var mı? Çok güzel sahne yazarım. Bütün bir senaryo yazmak o matematiği bilmek muhteşem bir yetenek ama ben de yok. İyi hikaye yazarım. Ama senaryoyu işin ehillerine bırakmak lazım.   Sinema ve dizi sektörünün artık giderek digital platformlara yayılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünya dijitale geçiyor zaten. Bence olması gereken oluyor . Beyaz perdenin kıymeti çok büyük. Orası ayrı. Ama biz çok uzun dakikalar çekiyoruz ulusal kanallara. Böylelikle kaliteden, gösterdiğiniz özenden fedakarlık yapmak zorunda kalıyorsunuz .Dijital Platformlarda sanatınızı kendi gönlünüzce icra etme özgürlüğünüz var. Keza sinema da öyle .Yani olması gerektiği gibi oluyor.   2017 yılında yılın ''En İyi Yönetmeni'' ödülünü aldınız. Nasıl bir duygu o an neler hissettiniz biraz paylaşabilir misiniz? Yönetmen olarak ilk çektiğim diziyle , bir kanaldan ya da kurumdan ziyade halk oylamasıyla seçilmek büyük onurdu.. Çok sevgi dolu bir durumdu..O an çok özeldi..‘Aşk Laftan Anlamaz’ benim ilk bebeğim..ilk göz ağrım . O ödül de ilk ödülüm. Dünyanın en büyük ödüllerini de alsam, bu ödülü asla unutmayacağım. Kendinize belirlediğiniz mesleki bir hedef var mı? Ne yaparsam bunu başardım diyebilirsiniz? Dünyanın her köşesine ulaşabilecek, kendi coğrafyamın hikayeleri anlatabilirsem eğer ‘Başardım’ derim.   Son olarak Sinemaport okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz? Zor bir dönemden geçiyoruz. Gerek memleket, gerek dünya olarak. Evlere kapanmak zorunda kaldık. Belki yine mecbur olacağız. Kendinizle kaldığınızda size iyi gelecek şeyler yapın. Neyse o. Kitap okuyun, film izleyin, egzersiz yapın, mutfakta zaman geçirin,kendinizi sevin. Çünkü her yol sevgiden geçer..Sevgi her kapıyı açar. Sevin , şükredin, sağlıkla kalın. Ve lütfen maske takın ve mümkün olduğunca evde kalın. Alper Ergez