Murat Tolga Şen: "Bursa Bülbülü Sinemada Gösterilse Gişe Rekoru Kırardı!"

Murat Tolga Şen yeni yazısında Ata Demirer'in yeni filmi Bursa Bülbülü'nün dijital platformda gösterime girmesini ele aldı:

"Netflix ya da diğer platformlarla rekabet etmek yerine gözünü doğrudan sinema salonu seyircisine diken Disney +’da izlediğim son iş, Hakan Algül’ün yönettiği, Ata Demirer’in yazıp başrolü üstlendiği Bursa Bülbülü…

Teknolojiye düşkün bir eleştirmenim, evimde bir sinema salonunu aratmayacak izleme imkanları var hatta ülkemizdeki salonların projeksiyon kalitelerini düşündüğümüzde onları aştığını bile iddia edebilirim. Şarkılı, türkülü, gülmeli ağlamalı Bursa Bülbülü’nü evimin rahatlığında, doğru renkler, netlik ve ses koşullarında izledim. Üstelik bunun için evden çıkmama gerek bile kalmadı.

Ama şunu düşünmeden edemedim, bu film gerçek bir evden çıkma bahanesiymiş. Aynı cümleyi 7. Recep filmi ya da Gülse Birsel’in Avrupa Yakası ve Yalan Dünya bölümlerinden kırpıp kırpıp yaptığı Yılbaşı Gecesi adlı işi için kuramam ama Bursa Bülbülü tam bir salon filmi. 7’den 77’ye herkesi salona çekip, “iyi ki gelmişiz” dedirtecek bir film.

Sinemada gösterilse gişe rekoru kırardı!

Bunu ben demiyorum, Ata Demirer diyor. Ata Demirer, geçtiğimiz Çarşamba akşamı Habertürk TV’de yayınlanan Bire Bir programında Fatih Altaylı’nın konuğuydu. Filmini bir sinema salonunda yapılan galada izledikten sonra duygulanmış bir şekilde rol arkadaşlarını övüyor, "monitörden anlaşılmıyor, perdede izlemek lazımmış" diyordu. Bence Bursa Bülbülü salonlarda gösteril/e/mediği için o da üzgün, "Ben sadece senaryoyu ve oyunculuğumu veriyorum, yapımcı değilim" diye ekledi. Belli ki o da BKM, filmi platforma verdiği için üzgün.

Biri bana Bursa Bülbülü’nü izlemeden önce, “bu film kaç gişe yapar?” diye sorsa, “2-3 milyon bilet satar” derdim. Filmi izledikten sonra şunu iddia ediyorum; Bergen’in geçen yıl yaşattığı coşku dalgasını yaratacak ve en az 6 milyon bilet satacak bir film salonları pas geçmiş.

Kimseyi gaza getirmek için yazmıyorum ama Bursa Bülbülü, Ata Demirer’in filmografisindeki en sağlam işlerden biri. İlk Eyvah Eyvah filminin samimiyetine, neşesine ve aşk duygusuna sahip. Eğer Disney’de değil de salonda gösterilseydi şu rekabetsiz ortamda Ata Demirer’i gişenin zirvesine taşırdı.

Oyuncular harika!

Bursa Bülbülü, BKM’nin özenli prodüksiyon kalitesini de aşan bir iş. Harika bir oyuncu kadrosuna sahip ve daha da hoş olanı her oyuncunun/karakterin kendi alanı var. Ata Demirer ve oynadığı karakter bütün film boyunca perdede ben gözükeceğim, herkesi ben güldüreceğim, ağlatacağım diye hikayeyi öldürmemiş.

Ata Demirer kendini kurnaz sanan ama küçük dünyasının sınırlarını geçmekten korkan naif bir karakteri oynarken yine çok başarılı. Aykut Enişte serisi ile harikalar yaratan Cem Gelinoğlu burada müthiş bir kanat adamı. Oyunculuğu biraz Cennet Mahallesi zamanlarına kaçsa da Melek Baykal’ı izlemesi çok keyifli. Deli Aşk filminde beni çok eğlendiren Toygan Avanoğlu yine şovunu yapıyor ve coşkuyu büyütüyor. Tarık Papuççuoğlu ise rolün küçüğü-büyüğü olmaz dersi veriyor ve müthiş bir karakter yaratıyor. Celil Nalçakan, iyi ile kötü arasında acayip bir denge kurarak oynuyor. Berkay Tulumbacı, aileye zorla giren balıkçı enişte rolünde fevkalade ama biri var ki, izlerken gözlerimi alamadım.

Cengiz’in (Ata Demirer) arzusu ve neşesi Arzu Neşe yani Özge Özacar… Afişleri, filmden fotoğrafları gördüğümde “bu kimya tutar mı” diyordum, beni yanılttı. Öyle güzel oynamış ki filmin enerjisini yükseltiyor. Finale kadar herkesi güldürüp finalde ağlatması da bu yüzden. Herkesin hayatında giden bir Arzu vardır, o gidince Neşe de kalmaz. Bu filmden sonra Özge Özacar’ın yolu açık.

Neşeli, acıklı ve nostaljik…

Bursa Bülbülü, 120 dakika boyunca seyirciyi, saf-salak ama mutlu yaşadığımız 80’lere ışınlıyor. Yazlık gazinolar, bahçeli evler, kalabalık yemek masaları, aşklar, ayrılıklar… İç ısıtan bir film, bunu yazıp-oynadığı için Ata Demirer’e ve yine senaryonun duygusunu filme aynen aktarmayı başaran Hakan Algül’e teşekkür ederim. Herkes komik sahne çekebilir ama komedi filminde dram yaratmak herkesin harcı değil.

Filmi izlerken bu komedi-dram yükü ve aşkına kavuşamama hadisesi yüzünden Sadri Alışık’ın Ah Müjgan Ah filmi geldi aklıma. Finali de öyle olacak sandım ama ters köşe. Gerçek hayatta olsa böyle olurdu zaten. Bu bir masal ama masal gibi bitmiyor. Bursa Bülbülü’nün bana hatırlattığı bir başka film ise yine Sadri Baba’nın Menekşe Gözler’i oldu. En sevdiğim Yeşilçam melodramıdır. Bu filmde de kötü adam/kadın yoktur üstelik hikâyenin kahramanları birbirlerini doğru anlamaktadır. Safa Önal'ın kalemi ve Atıf Yılmaz'ın rejisi ortaya mendil ıslatan bir film çıkarır.

Ata Demirer, Hakan Algül ortaklığı da benzer ve unutulmaz bir sonuç vermiş gibi görünüyor. Yazımın finaline ise filmdeki yüreğimi delip geçen sekansı yazacağım; Cengiz (Ata Demirer) ve Arzu (Özge Özacar), Devekuşu Kabare’nin bir temsilini izlemeye gider. Sahneye yine Ata Demirer’in harika canlandırmasıyla Metin Akpınar çıkar, ünlü kurban skecini oynar. Ah çocukluğumuz!

Son söz; Yapanların eline sağlık ama yine de bu cümleyi kurmadan edemeyeceğim; keşke sinemada izleseydik!

Meraklısına not: bol şarkılı filmdeki icracılardan biri Ata Demirer ama Özge Özacar’ın şarkı sesi Melek Özçınar’a ait. Tam bir Bergen gırtlağı, ona da alkış."