Film Haberleri 04 Eylül 2021

Büyük Usta Neşet Ertaş'ın Kemikleri Sızlayacak!

Geçtiğimiz günlerde yapımcı Mustafa Uslu üç yıldır mücadele ettiği Neşet Ertaş projesinin videosunu yayınladı.

Kimse Mustafa Uslu ismini sevmek zorunda değil fakat yaptığı projelerin Türk Sinema tarihine kattığı değeri gözardı edemez. Üstelik bu projeler ile 20milyon insanı sinemaya çekti, bu inanılmaz bir seyirci rakamı.

Şimdi gelelim Mustafa Uslu'nun videoyu yayınladıktan sonra ortaya çıkan aile ve Bayram Bilge Tokel ismine!

Büyük usta Neşet Ertaş'ın ailesi ile ilgili biraz bilgim var en son hatırladığım şuan telif haklarına sahip çıkmaya çalışan aile büyük ustanın bağlamasına sahip çıkamamıştı.

Biraz Bayram Bilge Tokel ismini araştırdım karşıma çıkanlar bana bu başlığı atmama neden oldu!

Büyük usta referansı ile Bayram Bilge Tokel Kültür Bakanlığı kadrosunda dahil oluyor. Tokel Kültür Bakanlığında çalışırken taciz iddiaları gündeme gelmiş ve soruşturma başlatılmış. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel'i bir akşam sessiz sedasız görevden almış. İddialar bununla da sınırlı değil! İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek meclise soru önergesi vermiş konu ise; Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel'in çay kahve giderlerinin kırtasiye gideri olarak göstermesi.

İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'e göre çay kahvede hileyi şer yaptığı iddasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelen Bayram Bilge Toker. Aradan zaman geçsede bu kez Mustafa Uslu hileyi şer yaptı açıklaması ile gündeme geliyor.

Bayram Bilge Toker'in Mustafa Uslu'ya olan bu açıklamalarının bir nedeni olmalıydı? Sanırım Mustafa Uslu'nun büyük usta Neşet Ertaş'ın hayatını konu alan Erol Parlak'ın kitabını seçmesi Toker'i kızdırdı.

Kültür Bakanlığında çalıştığı dönemde büyük ustanın menajerliğini yapan, Neşet Ertaş'ın zor günlerinde bile para kazanan Toker son 16 yılda büyük ustanın yanında olamadı. Çünkü yanında olan dost olan, yoldaş olan isim Erol Parlak'tı.

KAYNAK 1
KAYNAK 2

Bayram Bilge Tokel ve ailenin bahsettiği vasiyet nerede ?

70'li 80'li yıllarda, Ferdi Tayfur'lu Orhan Gencebay'lı Cengiz Kurtoğlu'lu, şarkılı/türkülü filmler çekiliyordu ya o dönem Neşet Ertaş'a da bir sürü film teklifler gitmiş. Götürülen tekliflerin hepsinde Neşet Ertaş'ın filmde oynaması talep edilmiş. Ustamız da bu tekliflere karşılık, 'Ben kapkara çirkin bir adamım, kim beni ne yapsın? Ben artist değilim, ben artistlik yapamam, oynayamam.' diyerek reddediyor. Ustanın kendi hayat hikayesinin anlatılmasıyla ilgili bir derdi olmadığı biliniyor. Zaten bunun canlı tanıkları var. Onun hayatını kurtaran Mehmet Ali Altun'un oğlunun düğününde milletvekillerinin yanında söylediği bir cümle var: 'Ben öldükten sonra benim filmim çekilsin ki, bu abdal çocuklar, teberler kendilerini kıymetsiz değersiz zannetmesin. Seyretsinler o filmi, istediklerinde, çalıştıklarında, başardıklarında nerelere gelebileceklerini görsünler. Mutlaka benim hayatımın filmi yapılsın.' diye kendi ağzıyla söylüyor.

Aklımda tek bir soru var, bir insan yurdunu, yuvasını, karısını, çocuklarını, vatanını bırakıp neden kaçar?

Büyük ustanın ülkeden kaçması için en ufak bir sebep yok. Borç yok, mafya yok, tehtid yok, aşık olduğu başka kadın yok ki peşinden gitsin.

Bu sorunun cevabı bende yok ama çok acı iddialar var! Sinemaport bu iddiaları araştırıp gerçekleri ortaya çıkaracak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü topluma mal olmuş sanatçılarımızın hakları için yeni bir düzenleme getirmelidir. Maalesef sanatçı hayattayken görüşmediği ailelerin üzerine konan bu hak. Sadece ailenin menfaat ve maddi beklentileri ile süreç işlemekte. Oysa bu sanatçılarımızın eserleri, isimleri nesilden nesile aktarılmalıdır.

Türk sinemasını dünyaya taşıyan Yılmaz Güney'in hayatını konu alan bir proje yapılmamasında ki tek neden bir çok yapımcının anlaşamadığı ailedir. Bu isimler Türkiye için değerli isimler, değer olan para değil yapılacak olan projenin sanatçılarımıza yakışan projeler olmasıdır.