sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 17 Şubat 2022

Üç Kuruş Dizisinin "Mesut"u Cenk Kangöz, Sinemaport'a Konuştu!

Show TV'nin sevilen dizisi Üç Kuruş'ta Mesut karakteri ile izleyiciyle buluşan Cenk Kangöz, Sinemaport'tan Alper Ergez'in sorularını yanıtladı.

 Merhaba Cenk Bey, Sinemaport'a hoş geldiniz. Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? 

Merhabalar, Cenk Kangöz ben. 2 Aralık 1974 Almanya doğumluyum. Daha sonra ortaokul ve liseyi Ata Koleji’nde okudum. Üniversitede Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nin ardından da Fransa’da 2 sene Uluslararası İlişkiler eğitimi gördüm. Daha sonra İstanbul’a dönüp ailemizin işleri ile ilgilendim fakat eninde sonunda isteğim olan oyunculuğa döndüm. Büyük bir zevkle ve aşkla da oyunculuk yapmaya devam ediyorum.



Oyunculuk hayatına ilginiz ilk ne zaman başladı? 

Oyunculuk hayatına ilgim ortaokul ve lisede başladı. Ortaokul ve lise zamanlarımda tiyatro ile ilgileniyordum fakat daha sonra babamın teşvikiyle mimarlık fakültesine gittim. Ama eninde sonunda bu yola gireceğimi biliyordum. Biraz geç oldu ama yine de istediğim yolda buluşmuş oldum. Çok severek büyük bir aşkla mesleğimi sürdürüyorum.

Mimarlık okuduğunuzu biliyoruz. Sonrasında devam etmediniz oyunculuğa geçiş yaptınız. Nasıl oldu? Biraz bahsedebilir misiniz?

Evet mimarlık okudum babamın teşvikiyle fakat tabii içimizdeki oyunculuk aşkı daha ağır bastı. Çünkü küçüklüğümden beri olmak istediğim yer sahne, televizyon ve sinemaydı. Bir yol ayrımına gelmiştim karar vermek zorundaydım. Ben tabii ki oyunculuğu seçtim. İyi ki de seçmişim ve bu yolda devam etmişim. Şu anda çok mutluyum çünkü çok severek yaptığım bir iş var.



Sizi bugüne kadar yayınlandığı dönemin en çok izlenilen ve en çok konuşulan dizileri olan Kurtlar Vadisi Pusu, Fatmagül’ün Suçu Ne?, Medcezir, Diriliş Ertuğrul, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz ve şimdilerde de yeni projeniz olan Üç Kuruş dizisiyle izlemekteyiz. Bu kadar iddialı dizilerde oynamak nasıl bir duygu ve son projeniz olan Üç Kuruş dizisine katılmaya nasıl karar verdiniz ve dizi nasıl gidiyor? Biraz bahsedebilir misiniz?

Ne mutlu bana ki bugüne kadar gerçekten çok başarılı dizilerde ve filmlerde bulundum. Gerçekten çok başarılı oyuncularla yapımcılarla ve öğretmenlerle çalıştım. Bu çok büyük bir mutluluk. Tabii ki üzerine her sene daha başka bir tecrübe katıyoruz. Bugüne kadar bu şekilde çalışmak gerçekten çok güzel bir yolculuktu. Üç Kuruş da buluşmamız ise tabii ki Ay Yapımla daha evvel iki kere çalışmıştım. Fatmagül'ün Suçu Ne ve Medcezir dizilerinde. Tabii ki aile şirketimiz gibi görüyoruz orayı ve bu ailenin bir parçası gibi görürüz kendimizi. Bu dizinin teklifi de geldiğinde hocamız Sinem Öztürk ile Barbaros Bilgin ile görüşmeye gittiğimde senaryo okuduk, baktık ve gördük ki heyecanlarımız ortak hedeflerimiz ortak. Bir araya geldik ve zaten harika bir kadro görüyorsunuz, hepimiz görüyoruz. Birlikte uyum içinde çalışmaya devam ediyoruz ve inşallah uzun soluklu olur diyoruz.



Daha çok kötü karakter rollerinde sizi izliyoruz. Bu rollerin üzerinize yapıştığını düşünüyor musunuz? 

Bu kötü karakterler daha çok benim tercihim. Gerçekten kötü karakterleri oynamayı çok seviyorum. Her birinin ayrı ayrı kendine özgü dünyaları ve hikayeleri var. Her kötünün başka bir kötü olma sebebi var. Başlangıcı ve o noktaya girişi var. Bunları keşfetmek ve ekranlara bunları yansıtabilmek, seyirciye bunu geçebilmek ve bu süreçteki yolculuk gerçekten çok keyifli oluyor. Ben kötü karakterlerin kendi adıma diğer karakterlerden çok daha şanslı olduğunu, yelpazesinin oynama konusunda çok daha geniş olduğunu düşünüyorum. O yüzden de kötü karakterleri oynamaktan mutluyum.

Bildiğiniz gibi pandemi sürecinden en çok etkilenen alanlardan biri görsel sanatlar oldu. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Tabii ki pandemi bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de çok kötü bir şekilde etkiledi. Bazen böyle değiştiremeyeceğimiz dünyadaki kötü olaylarla karşılaştığımız zaman aslında fazla üzerinde düşünmekten ziyade kopup sıyrılmak lazım. Ben günümüze bakmaya çalışıyorum, en azından bayağı bir üstesinden geldik, ilerledik. Aşılarla, mesafe koruyarak vesaire günümüze kadar getirdik. En azından şu anda herkes kendi sanatını icra edebiliyor. Seyircisiyle, izleyicisi ile buluşturabiliyor. Ben bu anlamda seviniyorum, mutluyum. O yüzden inşallah bir daha böyle kötü şeyler yaşamadığımız günlere doğru devam ederiz.



Birazda sizi sosyal açıdan tanıyalım. Boş zamanlarınızda neler yaparsınız başka bir ilgi alanınız, merakınız var mı?

Boş zamanlarımda evimde, ailemle geçirmeyi gerçekten çok seviyorum. Evde kitap okumayı çok seviyorum, yürüyüş seviyorum, sporu çok seviyorum. Hen spor salonuna gidiyorum hem pilatese gidiyorum. Fırsat buldukça da eski arkadaşlarımla tenis oynamaya gidiyorum. Onun dışında da zaten setlerde geçiyor vaktimiz.

Son olarak Sinemaport okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?

Son olarak Sinemaport okuyucularına; 2022 yılının hepsine sağlık, huzur, mutluluk ve sevgi dolu bir yıl getirmesini diliyorum. Bizleri izlemeye devam etsinler. Sevgiler, saygılar...

Alper Ergez