sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 18 Ekim 2021

Yasak Elma Dizisinin Yıldızı Şevval Sam Sinemaport'a Konuştu!

Merhaba Şevval hanım, Sinemaport’a hoş geldiniz. Öncelikle koronavirüs ile başlamak istiyorum. Malum gündem pandemi… İşinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi?

İşimizi çok fazla etkileyemedi, çünkü biz setlere devam ettik. Ekip sürekli maske taktı. Biz de haftada iki defa test olduk. Arada virüse yakalananlarımız olsa da, büyük ölçüde korunaklı bir setimiz vardı. Durmadığım ve çalışmaya devam ettiğim için kişisel olarak çok etkilenmedim. Üretmek her zaman iyileştiriyor. Çalışmasaydım da her türlü kendime bir meşguliyet bulurdum sanıyorum.

Sinema ve dizi sektörünün artık giderek dijital platformlara yayılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?  Ayrıca pandemiden sonra sinema ve dizi sektöründe yeni normal nasıl olacak?

Sektörde çok bir şey değişmedi şu ana kadar sanki… Dizi çekimleri durmadı. Hatta projeler artacaktır diye düşünüyorum. Herkes eve kapandığında en çok da dizi izledi. Haftalık diziler, yani çekilip o hafta yayınlanan diziler, insanları aktif olarak hep hayatın içinde tuttu. Tüm dünya bu süreçte dijital platformlara yöneldi elbette. Bu noktada tabii sinema sektörü neye dönüşür ön göremiyorum; zira birçok alanda, daha öncesiyle mukayese edilemeyecek biçimde yeni ve farklı şeyler yaşıyoruz. Her şey bittiğinde yeniden sinema salonlarına, ne ölçüde girilir, hala sinemalar yeniden revaçta olur mu bilemiyorum. Sinema bizi, eski alışkanlıklarımızı kaybetmiş olarak bulabilir. 



Bu arada oyunculuk sizin için ilk nasıl başladı ve nasıl karar verdiniz?

Her şey 1994 yılında Süper Baba dizisinde Deniz öğretmen rolünü oynamamla başladı ve öyle devam etti. Ben değil de oyunculuk beni seçti sanki… Hiç ara vermeden 2008’e kadar çalıştım. O yıl, dizi sektörünün ağır çalışma koşullarından ötürü oyunculuğa sekiz sene ara verdim. Müziğe yoğunlaştım ve 8 albüm yaptım. 2016’da Bodrum Masalı ile oyunculuğa geri döndüm. Geçtiğimiz Nisan ayında da oyunculukta 27 yılı geride bıraktım.

Toplumsal duyarlılığı çok yüksek olan bir sanatçısınız. Fikirlerinizden dolayı işlerinizde aksamalar yaşadığınız oldu mu hiç?

Aksamalar zaman zaman oldu tabi, ama halk sizin gerçek niyetinizi anladığında, samimiyetinizi gördüğünde size sahip çıkar. Ben geçmişte cümleleri bazen tersten kurmuş olabilirim ama özünde her zaman barışa, hoşgörüye, bu gezegende var olmuş her varlığın yaşam hakkına saygı gösteren biri olduğumu ifade etmeye çalıştım. Kısa vadede zarar görsem de uzun vadede her zaman toplumun büyük ve coşkulu sevgisiyle ödüllendirildim.

Konser vermeyi özlediniz mi? Yeni albüm projeniz var mı? 

Hepimiz özledik sahneleri. Müzisyenler, tiyatrocular... Tüm performans sanatçıları… Yine de boş durmadık tabii. Uzun zamandır yoğunluktan vakit ayıramadığımız albüm bu süreçte tamamlandı. Karadeniz şarkılarından oluşan bir albüm yapmam hususunda yoğun bir talep gelince, biz de “Karadeniz 2” albümünü yapmaya karar verdik. Karadenizli olmamama rağmen beni her zaman sevgiyle kabul etmiş ve kucaklamış o bölgenin insanlarına vefa borcu olarak gördüğüm, bir de bestem var albümde. Umarım beğenirler. Bu arada, albüm çıkmadan önce dört şarkıyı dinleyiciyle paylaşmaya karar verdik.



Modayı, trendleri takip eder misiniz? Yoksa kendi modanızı kendiniz mi çıkarıyorsunuz? Bu arada dizide giydiğiniz kıyafetler gerçekten çok güzel ve size çok yakışıyor. Kıyafetlerinizi kendiniz mi seçiyorsunuz? 

On yıl kadar bir stil danışmanıyla çalıştım ve kendisinden çok şey öğrendim. Renk kombinasyonlarından, olması gereken proporsiyona, farklı stillerden, o kıyafetin nasıl taşınması gerektiğine dair içselleştirdiğim bir çok bilgi, dizide kullandığım kostümlere yansıdı tabii ki... Gelen alternatiflerden, en iyi taşıyabileceğimi düşündüğüm kıyafetleri seçmem konusunda dizideki styling ekibi, her zaman büyük bir alçak gönüllülükle bana bir konfor alanı sağladı. Bunun yanında cesaretli hareketler yapma şansım da oldu. Gündelik hayatta yapmayacağım makyaj ve saç stillerini, o kombinlerle birleştirince ortaya unutulmaz bir Ender karakteri çıktı.  

'Yasak Elma' dizisinde oynadığınız ‘Ender’ karakteriyle bunca yıldır bildiğimizden çok farklı bir Şevval Sam ortaya koydunuz ve çok sevdik, çok başarılı oldunuz. Öncelikle dizi nasıl gidiyor. Yeni sezonda devam edecek mi? Kadroya yeni oyuncuların dahil olabileceğini de duyduk. Peki Şevval Sam zor bir kadın mıdır?

Zorluk kriterleri herkese göre değişir. Bu yüzden galiba ben cevap veremeyeceğim bu soruya... Ama her zaman çalıştığım ortamı keyifli hale getirmenin yollarını ararım. Ekibimizle birlikte çok güldük, çok ağladık, çok yorulduk, çok dans ettik… Çok özleşeceğimiz kesin; ama yeni sezonda her şey olabilir. Senaryo ekibinin bile şimdiden net bir şey söyleyebileceğini sanmıyorum. Setin son günü, bu sezon ne kadar yorulduğumuzu anladık.



Sadakatsiz dizisinde ‘Selçuk Dağcı’ karakterini canlandıran oğlunuz Taro Emir'in oyunculuğunu nasıl buldunuz neler söylemek istersiniz?

Ben esasında Taro’nun oyunculuğunu ilk defa şu anda oynadığı karakterle gördüm. Okul performansıyla, profesyonel bir işte yer almak arasında büyük fark var. Taro işine aşık, tüm kaynaklarını mesleğiyle ilgili yeni bir şey öğrenmeye aktaracak kadar tutkulu bir çocuk. Oyunculuk zekası yüksek. Bizden bağımsız kendi varlığını keşfetmeye açık bir esnekliği var. Beklentimin çok üzerinde bir performansla karşılaştım. Oğlum olmasının haricinde bir meslektaşım olarak da hayranlık ve gurur duyuyorum.

Son olarak sizi sevenlere ve Sinemaport okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Sanat her zaman iyileştirir. Sinemaport sizi sanatla buluşturur. Takipte kalın derim... Sevgiler.

Röportaj: Alper Ergez