sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 03 Mart 2022

Başarılı Oyuncu Cansu Fırıncı, Yeni Projelerini Sinemaport'a Anlattı!

Son olarak birçok festivale katılan Okul Traşı filmi ile izleyiciyle buluşan Cansu Fırıncı, Sinemaport'ta Alper Ergez'in sorularını yanıtladı.

Merhaba Sinemaport'a hoş geldiniz. Öncelikle sizi daha yakından tanıyabilmemiz için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Okumayı severim. Tiyatro, sinema izlemeyi de. Sanatın, hayatın değişik alanlarına dair bilgimi, görgümü artırmaya çalışırım hep. Kendime yeni donanımlar, beceriler katmak için biteviye çalışırım. Benim tatilim içinde bulunmaktan hoşnut olduğum bir çalışma, üretimdir. Türkiye beni en çok "Kemalim Yapmaz" olarak tanıdı. Oysaki -sanatsal bir yönü olan tasarı anlamında- Kemal’i ben yarattım, -biyolojik bir yaratım anlamında- o beni yaratmadı!

İçinde bulunduğumuz pandemi süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi ve bu süreci nasıl değerlendirdiniz?

Pandemi herkesi olduğu gibi beni de özellikle ilk başlarda olumsuz etkiledi. Özellikle de psikolojik olarak. Ancak yine de her şeye rağmen pandemi sürecini 3 dizi, 1 uzun metrajlı, 3 kısa metrajlı sinema filmi ve bir tiyatro oyunuyla geçirdim. Üretmeyi sürdürdüm kısacası. Bir de bol bol özellikle dijital mecralardan dizi ve film, tiyatro oyunu izledim ve kitap okudum.



Oyunculuk ile tanışmanız nasıl oldu? Hikayenizden biraz bahsedebilir misiniz?

İlkokul öğretmenim Rukiye Günenç beni ilk sahneye atan kişidir. Bendeki yeteneğin farkındaydı, beni teşvik etti. Sonra Bartın’da tiyatro sanatını yıllardır sürdüren ilk tiyatro hocam, ustam Zafer Gecegörür’ün emeği büyüktür, ismini saymazsam olmayacak olan diğer tiyatro ustaları, Oğuz Tunç, Orhan Aydın, Metin Coşkun ve Yılmaz Onaydır. Elime paspas alarak başladım oyunculuğa, sonra kâh amatör kâh profesyonel topluluklarda çalışarak geliştirdim kendimi. Akabinde tiyatroya dizi ve sinema eklendi. Oralarda da bölüm oyunculuğundan ana casta, başrole tırmandım. 4 senedir de sevgili partnerim Harun Güzeloğlu ile birlikte kendi tiyatromuz var. Oyun Sandalı. Kendi repertuarımızı oluşturuyoruz. 
 
Bugüne kadar birçok dizi, sinema filmi ve tiyatroda rol aldınız. Şimdilerde üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı? Biraz bahsedebilir misiniz?

Şimdilerde bir belgesel çalışmasında Şakir Zümre’yi canlandıracak olmanın heyecanı içindeyim. Sıradışı bir kişilik, yalnız bir deha, Türkiye’nin ilk sanayicilerinden. Zümre’yi ekranda ilk kez ben canlandıracağım. Tabiri caizse harıl harıl çalışıyorum.

Bir diğer heyecan da yine tiyatroda. Harun Güzeloğlu Metin Altıok’un hayatını ve şiirlerini sahneye uyarladı. Ahker’in provalarına başlayacağız ilerleyen günlerde. 



Oyunculuğun sizi besleyen tarafları neler?

Tanımadığınız kişileri tanımak, olmadığınız karakterlere bürünmek büyülü bir şey. Bu büyü ister istemez beni hayatı daha farklı algılamaya ve yaşamaya yönlendiriyor.

Sinema ve dizi sektörünün artık giderek dijital platformlara yayılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve sizce pandemiden sonra sinema ve dizi sektöründe yeni normal nasıl olacak? 

Dijital pandemi nedeniyle premature doğdu. Ama bu doğum hayırlı oldu. Tür çeşitliliği, ana akımın kimi kalıplarından kurtulmak, uluslararası alana daha etkin açılmak, bunlar azımsanacak şeyler değil. Pandeminin tamamen kontrol altına alınabildiği koşullar oluşturulursa sektör buradan patlayıcı bir enerjiyle çıkar. Tabiî ekonomi de müsade ederse.



Elinizde bir sihirli değneğiniz olsa şu an yapmak istediğiniz, değiştirmek istediğiniz ilk şey ne olurdu. Neden?

Oyunculara dayatılan tek tip rol anlayışı. Sektörün bu konudaki kör inancını kırardım. Oyuncu dediğin iyi-kötü-çirkin her rolü oynar. Yakışıklı, güzel değilse yakışıklı, güzel oynayamaz hepsi bu kadar. Ha, tabiî Yılmaz Güney gibi "Çirkin Kral" yaratıp yakışıklılık, güzellik algısını kırmak da mümkün. Tarihimizde güçlü örnekleri var.

Bu arada sosyal medya ile aranız nasıl, iyi bir sosyal medya kullanıcısı mısınız?

Müptelası değilim ama ilgisiz de değilim. Düzenli olarak paylaşımlar yapmaya gayret ediyorum.



Son olarak Sinemaport okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?
 
Ben sürprizi bol bir oyuncuyum. Beni takip etsinler. Şaşırmaya hep hazır olsunlar.

Röportaj: Alper Ergez