sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 01 Ekim 2021

Cemal Okan Özel Röportaj

Tüm sinema sektörünün bildiği güvendiği ve saygı duyduğu isim Cemal Okan. Sinemacı bir ailede doğup, meslekte 45 yıllık bir geçmişiniz var. Bu 45 yıl içerisinde, Türk sinema tarihini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Bunu evre evre anlatmamız gerekiyor. Çünkü Fono Film 1967 yılında kuruldu. 54 seneyi geçirmiş.

Fono Film herhâlde Türkiye’deki şuan mevcut olan ilk iki şirketten bir tanesi. O dönemlerde sinema çok bilinmeyenlerle doluydu. Çok iş vardı fakat o dönemde rakamsal anlamda hiçbir şey data olmuyordu. Şimdi bütün sinema girişlerine baktığımda daha çok hakimsin, kontrol altında. O zamanlarda çok ciddi iş üretiliyordu. Senede iki yüze yakın film üretiliyordu. O dönemlerde videonun getirdiği (vhs vs betamax gibi) video satışlarından mütevellit gelen de vardı. Video filmler de yapılıyordu ve bunların hepsi sinemaya çıkıyordu. Tarık Akan’ dan tut Kadir İnanır’a kadar hepsi senede 5-6 film yapıyordu. Bunlar kıymetliydi. 80’li dönemlerde aşağı iniş dönemi vardı. Sonra erotik sinema oturdu. Onu bir daha toparlamak için 80’lerin sonunda yine bir atağa geçtik. Ama asıl 90’lı senelerin sonunda Amerikalıların Türkiye’ye girmesiyle sinema daha sağlıklı bir kimlik kazanmaya başladı. Ta ki 2013’e kadar (Taff kurulana kadar) otuz üç milyon seyirci vardı. Şuanki nüfusa oranla pek yüksek bir oran değil. Kore’de bu sayı iki yüz elli milyon, Almanya’da üç yüz milyona yakın, bizde ise nüfus altmış milyon olsa yarım bilet düşmüyor denebilir.

 

Şuanda nasıl peki?

 

Pandemi sebebiyle daha kötü ama biz 5 senenin içinde 2018’de bu sayıyı yetmiş iki milyonlara kadar çıkardık. Fakat Türkiye’de çok fazla gidilecek yol vardı. Biz bunu neden yapmayalım? Genç nüfus daha büyük gişelere gidebilir. İki yüz milyonlar bizim içinde hayal değildi. Ama son dönemlerde sinema iki büyük kriz yaşadı. İlki Mısır kriziydi ve bir seneyi bu şekilde kaybettik. Tam kriz bitti derken pandemi yaşadık. Yani üç sene sinemada heba oldu.

 

Timur Savcı ile yollarınız nasıl kesişti?

 

Çok enteresan bir şey söyleyim, Timur Tims’i kurduğunda bizim böyle bir hayalimiz vardı. Timur’u ben çok eskiden tanıyorum, sağ olsun Meral Okay bizi tanıştırmıştı. Çok sevdiğim canım, ciğerim Meral Okay bizi Timur’la bir araya getirdi. Sonra çok güzel bir abi kardeşliğimiz oldu. Biz onu o zamanda hayal etmiştik fakat o zamanki şartlar sebebiyle olmadı. Fono Film’in laboratuvar döneminin son dönemlerine denk geliyordu. Laboratuvar kapanıyor ve benim onun yerine bir şey yapmam gerekiyordu. Senelerdir herkesin hayaline dolaylı yoldan ortak oldum, bu sefer artık kendi hayalimi yapmak istiyorum diye yola çıktığımda Timur da “Mutlu Aile Defteri”ni yapıyordu. Hayalimi anlattım ve hayal ettiğimiz şeyi şimdi yapalım dedim ve el sıkıştık. 8 sene evvel Taff ile başladığımız süreçte bugünün sonunda ortak olarak kırk bir tane film üretmişiz.



 

TÜRSAK’ta 8 yıl önce de vardınız, Cemal Okan'ın başkan olmak gibi bir hayali var mıydı?

 

Böyle bir hayalim yoktu ama şöyle bir şey vardı; ben kırk dört yıldır bu sektörde bir emekçi olarak çalıştım ve otuz bir senelik bir vakıf TÜRSAK Vakfı, hiçbir zaman başkan olma hayalim olmadı. Zamanı geldi demek ki, sonunda başkan oldum.

 

Sinemaların tekrar hareketlenmesi için TÜRSAK Vakfı’nın bir projesi ya da kampanyası var mı?

 

Sektör çok büyük. Dijital platformların gelmesi ile birlikte sektörde çok fazla eleman açığı çıkmaya başladı. Sektörün her aşamasında yani kameramanından tut sektörde çalışan her ekipte bir açık var. Çünkü çok fazla proje var ve bu projelere hizmet edecek eleman sayısı yok. Bunun için TÜRSAK ve büyük ihtimalle TESİYAP ile beraber ara eleman yetiştirmeye başlayacağız yakın zamanda. Mesela şuan çektiğim filme on gün montajcı aradım. Buralara eleman yetiştirmemiz gerek. 

 

Pandemi sürecinde sinema sektörü büyük bir darbe aldı. Kırk bir tane proje üreten Taff bu sürece nasıl bakıyor?

 

Sağlık bizim için her şeyin önünde geliyor. Ama tabi ki bizim için de alışık olmayan bir şey oldu. Düşünsene, senede yedi, sekiz film yapıyorsun ve bir anda bir boşluğa düşüyorsun. Bizim hayatımızda bugüne kadar böyle bir şey olmadı. Bizim için de çok kötüydü ama yapılabilecek bir şey yok. Tüm dünya bundan nasibini aldı. Allah, inşallah en kısa zamanda bizi bu beladan kurtarır. Çünkü hiç kimsenin öngöremediği bir şeyden bahsediyoruz. Düşünsene, ne olduğu belli olmayan bir şey tüm dünyayı durdurdu.

 

Çok fazla konuşulan bir konu var. Netflix geldi, sinemaları bitirdi. Dijital platformlar sinemaları bitirecek mi?

 

Benim sinemaya olan aşkımı, tutkumu herkes bilir. Hiçbir şey sinemanın önüne geçemez. Ama şuanki sinema konjonktürüne baktığında sinemalar gidilen diğer yerlerden daha güvenli. Sinema açıldığında ilk gittiğimde onu gördüm. Gerçekten sinemalar sağlık anlamında en güvenli alanlar. Şuan lokantaya gidiyorum herkes iç içe. Akşam bir yere gidiyorsun herkes iç içe. Ama sinemalar bu konuda en güvenli yer bana göre.

 

Sizce sinemaların covid'e karşı en güvenli alanlar olduğunu duyurabildik mi?

 

Sektör olarak duyuramamamızın sebebi elimizde contentin olmamasıyla alakalıydı. Meslek birliğimiz olarak zaten Sinema Meslek Birliği’yle beraber sürekli toplantılar yapıyoruz. Toplantı yaparken hep şunu dedik, bir hareket yaptığımızda güvenliğini bildirelim. Yaz zaten ölü bir sezon ama sezon açıldığı zaman böyle bir alt yapı düşüncemiz var. Kesinlikle yapacağız. 

 

2021 ya da 2022’de herhangi bir Taff sinema projesi var mı?

 

2021’de yok. 2022’nin ocak ayından itibaren Taff hazırda bulunan projelere devam edecek. Taff Dijital’i kurdunuz. Hatta ilk proje de çıktı. O aslında Taff Dijital’in deneme projesiydi diyebiliriz. Üç ortaklı bir işti o. Önümüzdeki beş yıl dijital platforma biz de bir şeyler yapmak istiyoruz. O proje devam edecek mi? Devam edecek. Şuanda daha da büyük bir şekilde hazırlanıyoruz ona. Çok yakın zamanda onun lansmanlarını da yapacağız.



 

Taff sinema sektörünün lokomatif markalarından biri. Son dönemde sinema sektörünün tüm lokomatif markaları duruyor, dünyada olduğu gibi. Fakat yeni yapımcılar çıkmaya başladı. Yeni oyuncular dahil oldu. İşi bilenler de var ama işi bilmeyip sadece yapımcı olma merakıyla bu sektöre girenler de var. Cemal Okan bu anlamda çok güvenilir bir isim. Bu güvenilir isim, yeni yapımcılara neler tavsiye eder?

 

Ben her daim onların yanındayım. Elimden gelen her desteği yeni gelen yapımcı arkadaşlarımıza vermeye hazırım. Ama ben her zaman şunu diyorum, ilk gelen arkadaşların daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü yaptığımız iş gerçekten zor bir iş. Film yapmak kolay, çok kolay. Ama onun pazarlamasını da çok doğru yapmak gerekiyor. Arkadaşlarımız hemen film yapalım, yedi milyon seyircimiz olsun diyor. Ama hayalleri doğru görmemiz gerek. Biz film yaparken hiçbir zaman hayal görmeyiz. Film yaparken tek hayalim, mesela beş milyon mu yaptım, o beş milyonu nasıl ilk sinemadan toparlarıma bakıyorum. Bundan sonra gelecek artı bir bizi mutlu etmeye başlasın. Türkiye’deki sinema teknolojisi, platoları, stüdyoları vb. ne zaman gelişir? Mesela Türkiye’de havuz stüdyosu olmaması beni çok üzüyor.




Levent Cengizhan