sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 24 Mayıs 2021

Masumiyet Dizi Oyuncusu Doğa Yaltırık, Sinemaport'a Konuştu!

Merhaba Doğa bey Sinemaport’a hoş geldiniz. Öncelikle sizi daha yakından tanıyabilmemiz için bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Merhaba. Teşekkür ederim. Adım Doğa. Oyuncuyum. Eş zamanlı olarak mikrofon oyunculuğu da yapıyorum. İstanbul’da doğdum. Prag Film Okulu’nu bitirdim. Gereğinden fazla hobisi olan ve gayet pozitif bir insanım. Burcum ikizler. İkizler burcunun karakteristik özelliklerini tam anlamıyla gösterdiğimi söyler çevremdeki insanlar. Ben öyle düşünmüyorum. Yani aslında düşünüyorum da… Yani… Bilemiyorum:)) Oyunculuk sizin için nasıl başladı. Nasıl Karar verdiniz? Oyunculuğa ilgim altı yaşında çok farklı bir mecrada başladı aslında. Çocukluğumda TRT de yayınlanan dizi ve sinema filmlerinin sonunda dublaj sanatçılarının İsimleri yazılırdı. Okuma yazma bilmememe rağmen o akan yazıları izlemeyi çok sever ve tüm dublaj sanatçılarını bilir, seslerini ayırt ederdim:) Tabii yıllar ilerlerken hayat İnsana farklı tesadüfler, farklı fırsatlar sunuyor. Kamera önü oyunculuk anlamında hayatımdaki dönüm noktalarından biri de oyunculuk kariyerim olmadan dünyanın en prestijli kast direktörlerinden Nancy Bishop’ın bir oyunculuk atölyesine kaydolmamdı. Atölyede herkes celebrity, bir ben kariyersizim:)))) Tabii atölyeye katılım gönderdiğiniz bir audition ile oluyor. Bendeki de nasıl bir özgüvense gönderdim ve katıldım:) Atölye sonunda Nancy’nin cesaretlendirip yönlendirmesiyle Prag Film Okulu’nu bitirdim. İyi ki de yapmışım bunu. Çünkü oyunculuk eğitiminin yanında sinema sanatıyla ilgili size verilen her türlü teknik bilgi de oyunculuğunuzun gelişimine büyük katkıda bulunuyor. Şuan içinde bulunduğumuz karantina günleri sizler için nasıl geçiyor? İşinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi? Benim şöyle bir felsefem var. Böyle durumlarda asla zaman kaybetmemek. İlk günlerdeki şaşkınlığımı atlattıktan sonra eve kapanmak zorunda kalmanın olumlu taraflarını görmeye başladım. Kendimi geliştirmenin yollarını aradım somut olarak. Fazla kilolarımdan kısmen kurtuldum ve kurtulmaya devam ediyorum. Uzun yıllardan beri yurtdışındaki stüdyo ve firmalara da seslendirme hizmeti verdiğimden dolayı kayıtlarımı online olarak gönderiyordum. Pandemi ilk ortaya çıktığında iyi ki ev stüdyom varmış diyorum. Olumsuz olaylara her zaman olumlu taraftan bakmayı severim. Karantina günleri elbet bir gün bitecek. Tiyatro yapan oyuncu arkadaşlarımız ve hatta müzisyen arkadaşlarımız bu pandemi döneminde büyük zarar gördüler. Esas üzerinde konuşulması ve çözüm bulunması gereken başlıca pandemi dönemi sorunlarından birinin bu olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar bir çok dizi ve sinema filminde yer aldınız. Son olarak Fox Tv'de yayınlanan ‘’Masumiyet’’ dizisinde yer aldığınızı biliyoruz. Devam ediyor musunuz? Ayrıca üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı? Evet, hala devam ediyorum Masumiyet dizisindeki rolüme. Bahadır çok baskın bir karakter olmamasına rağmen dizideki ilginç karakterlerden biri. Aslında ciddi görünen komik adamlardan:)) İşine çok hakim, zehir gibi. Ama her an “acaba mahkemeye çakırkeyif gelir mi” beklentisi yaratan bir adam:)) Masumiyet bana göre polisiye ile entrikayı bu kadar iyi harmanlayan ender dizilerden. Masumiyet haricinde ismini gizli tutmak zorunda olduğum bir projede rolüm var. Türkiye’de ilk kez virtual production (sanal mekan) tekniğiyle çekilen bir proje. Harika bir iş. Bürün bunlara ek olarak pandemi sonrası sahneye koymayı planladığımız harika bir oyun üzerine de çalışıyoruz. Bu arada seslendirmenlik eğitimi de aldığınızı biliyoruz. Biraz bahseder misiniz? Nasıl başladınız? Hangi projelerin içerisinde yer aldınız? Mesela Sesli kitap dublaj sanatçısı olarak da çalışıyor musunuz? Neler söylemek istersiniz? Bir insanın kendine yapacağı en önemli yatırımlardan biri bana göre diksiyon eğitimi almak. Türkçe ve İngilizce yüzlerce reklam seslendirdim ve Türkçe için her zaman iyi ki o diksiyon eğitimini almışım demişimdir. Ses güzelliği diye bir şey yok bu meslekte. Bu işin hazinesi senin sesini nasıl kullandığın. Packshot okumak, sesli kitap okumak, dublaji yapmak... Bunların hepsi birbirinden farklı teknikler gerektiriyor. Reklam seslendirmek orijinal film dublajı yapmaktan daha ağırlıklı yaptığım ve sevdiğim bir iş. Büyük kurumsal firmaların Türkçe / İngilizce reklam seslendirmeleri ve sesli kitaplar benim için pandemi döneminde en büyük kurtarıcı oldu diyebilirim. Oyunculuk dışında boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Dediğim gibi çok hobim var. Kameralar, yüzme, buz pateni, dj’lik, motosiklet kullanmak... Ama en çok sevdiğim şey yeni bir dili öğrenmek. Benim yabancı dil öğrenme takıntım hiç bitmez:) Bir kitapçıya girdiğim zaman yabancı dille ilgili bir kitap almadan duramıyorum. Gerçekten duramıyorum:) Pandemiyle birlikte son zamanlarda neredeyse her evde olan dijital içerik izleme platformları hakkında ne düşünüyorsunuz? Pandemi en çok eğlence sektörüne zarar verdi. Bir çok alışkanlığımız ve aktivitemiz rafa kalktı. Bu dönem geçinceye kadar da sinemaların ve başka kültür sanat mekanlarının dolması zaman gerektirecek gibi. Mecraların çoğalması güzel bir şeydir. Her yeni mecra da kendi izleyicisini oluşturur. Değişime ayak uydurmak zorunda geleneksel medya. Hatta bu, 2000 haneyle yapılan güvenilirliği az, modası geçmiş reyting ölçme sistemi yerine milyonlarca kullanıcının program yönelimlerini gerçek zamanlı olarak verebilecek bir sistem. Ben dijital platformların faydasını bu yönden görüyorum. Son olarak Sinemaport okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz? Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederim. Umarım bu pandemi dönemini zarar görmeden atlatabiliriz. Herkese sağlık diliyorum.