sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 27 Temmuz 2020

Özge Borak ''Tiyatro aşkım çocuk yaşta başladı''

Bugüne kadar Eyvah Eyvah, Güldür Güldür, İstanbullu Gelin, Leyla ile Mecnun,Sultan Makamı gibi birçok projede oyunculuğu ile hepimizi kendine sevdiren oyuncu Özge Borak, SinemaPort ekibinden Alper Ergez'e konuştu.


Merhabalar Özge hanım, hoş geldiniz öncelikle nasılsınız oyunculuk kariyerinize nasıl başladınız? İlk ilginiz ne zaman oldu? Biraz bahsedebilir misiniz? Sanatçı bir ailem olduğundan kendimi bildim bileli sanatın içindeydim. Atatürk Kültür Merkezinin koridorlarında, kulislerinde, çalışma salonlarında büyüdüm. Annem, babam, ağabeyim devlet opera ve balesinde olduğundan ben de başlarda balerin olmak istiyordum. Fakat sekiz yaşındayken İstanbul Şehir Tiyatrosunda açılan “çocuk eğitim birim” sınavına girdim ve kazandım. O gün bugündür tiyatro hayatımın büyük bir bölümünü oluşturur. Çocuk oyuncu olarak başladım; akabinde eğitim hayatı üniversitede konservatuarla devam etti. Bu esnada birçok oyunda rol aldım, sonra televizyon dizileri, reklam filmleri, sinema filmleri. Hala da böyle devam ediyor. Tiyatro aşkım çocuk yaşta başlamış oldu.
 Pandemi süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi? Bir çok meslektaşım ve çok sayıda meslek grubu gibi tabii beni de etkiledi. Yine de kendi adıma şanslıyım. Çünkü seslendirme de yapıyorum ve bu süreçte dublajlara devam edebildim. Tabii evden çalıştım; reklam filmlerine kayıt yapıp gönderdim. Kişisel yaşantı olarak şunu söyleyebilirim ki sadece sabır ve telkin yöntemi işe yaradı. Yoksa ben gibi hareketli kişileri sabit tutmak kolay olmayabilir. Bu dönemin önemini ve ciddiyetini unutmadan hareket ettim.
 Dizi –Sinema-Tiyatro  oyunculuğu mu yoksa televizyon sunuculuğu mu diye sorsak hangisi sizi daha çok heyecanlandırıyor? Bu en çok duyduğum sorulardan biri diyebilirim. Fakat karşılaştırmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü hepsinin dinamiği farklı, seyirciyle buluşma noktaları farklı. Birinde içine sinmeyeni tekrar edebilirsin, diğerinde yanlışını anında toparlamak gerek. Heyecanı da farklı. O sebeple ben karşılaştırmıyorum ve hepsini çok seviyorum. Ama mutlaka birini söyle dendiğinde tabii çocukluğumdan beri içinde olduğum için tiyatronun yeri başka derim.
Bugüne kadar Eyvah Eyvah, Güldür Güldür, İstanbullu Gelin, Leyla ile Mecnun,Sultan Makamı gibi daha bir çok her tür ilgiyle izlenilen dizi ve sinema filminde rol aldınız. Peki bir değerlendirme yapmanızı istesek bu yapımlar arasında hangisinin yeri sizde ayrı ve Neden? Televizyon seyircisiyle öyle ya da böyle aramızda bir köprü oluşturduğundan hepsinde iyi ki çalışmışım, tecrübe etmişim diyorum. Çoğunlukla sevgiyle bağlı bir köprü olduğu için de mutluyum. İlk setim, ilk tecrübem olması sebebiyle Sultan Makamı’nın yeri ayrı bence.
Bir ara kısa süreli televizyon sunuculuğu da yaptığınızı biliyoruz nasıl başladı ve neden devam etmedi? Biraz bahsedebilir misiniz? Gündüz kuşağında bir yarışma programının sunuculuğunu yaptım. Doğrusunu isterseniz tartışmalardan çok hoşlanmam. Biraz da işin özü gereği tartışması bol bir program olduğu için daha fazla devam etmek istemedim. Yoksa televizyon sunuculuğunu çok sevdim. Neler yapılmalı, nasıl olmalı öğrendim, sunuculukla ilgili bana çok katkısı olduğuna inanıyorum. Yine yapar mısın deseniz başka tarz televizyon programında yine sunuculuk yaparım.
Üzerinde çalıştığınız yeni proje/projeler var mı? Düşündüğüm, konuştuğum projeler var. Özellikle bir müzikal projemiz var. Ama bu pandemi süreciyle de doğru orantılı. Hayata geçirmek için sabırsızlıkla bekliyorum.
 Kariyerinizde kendinize belirlediğiniz bir hedefiniz, hayaliniz var mı? Rahmetli öğretmenim Yıldız Kenter “‘Oldum ben’ dediğiniz an herşey biter” derdi. Kesinlikle aynı fikirdeyim. Hiç olmadım, olmayacağım da. Hep ‘’Daha ne yapabiliriz?’’ dedim. Tabii ki oynamak istediğim oyunlar, içinde olmak istediğim projeler var. İçlerinde gerçekleşenler de oldu. Ama bu tamam yaptık bitti dememize sebep olmamalı. Hayaller hep var, gerçekleşirse ne ala. O zaman hemen bir başkasını hayal ederim.
Aynı projede rol almak isteyip de bugüne kadar rol alamadığınız bir isim oldu mu hiç?  Oldu; maalesef öğretmenim Yıldız Kenter’le aynı sahneyi hiç paylaşamadım.
 Son olarak SinemaPort okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz? İçinden henüz tam olarak çıkamasak da bu pandemi sürecinde ve sonrasında ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini biliyorum. Her zaman daha iyisini düşünmenize yardımcı olacak bir oyun, kitap, film, rüya veya daha iyisinin olduğunu gördüğünüz bir an hep vardır. Onu bulmanızı tavsiye ederim.
Röportaj : Alper Ergez - SinemaPort