sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 17 Şubat 2021

Yasak Elma Dizisinin Caner'i Barış Aytaç, Sinemaport'a Konuştu!

Merhaba Barış bey, hoş geldiniz, nasılsınız? Oyunculuk hayatına ilk nasıl başladınız ve bu mesleğe ilginiz ne zamandır var? Sizleri daha yakından tanıyabilmemiz için biraz kendinizden bahseder misiniz? 8 aralık 1985’te Ankara’da ve hemen hemen her Ankaralı gibi memur bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini TED Ankara kolejinde tamamladım. Buna biraz hayatın bana kıyağı diyebiliriz. Çünkü tiyatroyla yani hikayeler anlatmakla, insanları güldürmekle bu sıralarda otururken tanıştım. Ortaokulda ilk kez sahneye çıktım ve büyülendim. Profesyonel devlet tiyatrosu oyuncularıyla 14-15 yaşlarında çalışma fırsatı buldum. Farkettim ki konu sahne ve hikaye anlatmak olunca her şeyden daha öncelikli ve her şeyden daha eğlenceliydi benim için. Haliyle hayatımdaki her şeyden çok daha disiplinliydim sahnede. Farkında olmadan kendimi öyle kaptırmışım ki; bütün Lüküs Hayat metnini ezberlemiş buldum kendimi. Ortaokul bittiğinde çoktan bu yolda ilerlemeye karar vermiştim bile. Ancak lisenin bitmesi ve hayata dair gelecekle ilgili karar almanın vaktinin gelmesiyle önce Ankara Üniversitesi Sinema TV bölümünü kazandım ama okulla bir ilgim yoktu. Lisede beraber tiyatroyla ilgilendiğim sahneye çıktığım arkadaşlarımla amatör bir topluluk kurarak hikaye anlatmakla ilgilendim. 2003 yılında figüran olarak Devlet Tiyatrosunda çalışmaya başladım. Haftada 5-6 gece yahut her gün oyun oynamanın ne denli zor bir süreç olduğunu, ne kadar çaba ve emek gerektirdiğini henüz tam kavrayamasam da benim mesleğim bu dedim kendime. [caption id="attachment_19395" align="alignnone" width="1600"] Fotoğraf: Kerem Uzel[/caption] İçinde bulunduğumuz Covid 19 süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi? Karantina sürecini nasıl değerlendirdiniz? Pandemi dönemini akıl sağlığımı korumaya çalışarak geçirdim, geçiriyorum. Herkes gibi evde kendimi oyalayacak uğraşlar bulmaya çalıştım. Bu süreç tabii ki seyirciyle iç içe icra edilen sahne sanatlarını çok olumsuz etkiledi ancak dizi televizyon sektörü, kurallara ve kısıtlamalara uyarak çalışmaya devam etmekte. [caption id="attachment_19399" align="alignnone" width="1600"] Fotoğraf: Kerem Uzel[/caption] Bugüne kadar Acil Aşk Aranıyor, Gülümse Yeter, Kalp Atışı, Aramızda Kalsın gibi yayınlandığı dönemlerin en çok izlenilen dizilerinde rol aldınız. Şimdilerde ise Fox Tv ekranlarında yayınlanan ve ilgiyle izlenilen ‘’Yasak Elma’’ dizisiyle izlemekteyiz. Öncelikle diziye katılmaya nasıl karar verdiniz? Bu süreç nasıl başladı ve dizi nasıl gidiyor? Gelen tepkiler nasıl? Gerçekten çok sürükleyici bir öyküsü var. Bundan sonraki bölümlerde izleyicileri ne gibi sürprizler bekliyor diye sorsak bize biraz tüyo verebilir misiniz? Diziye katılmam her oyuncunun başından geçtiği gibi bir seçme sonrasında oldu; yani öyle ben hadi gideyim de Yasak Elma'da oynayayım diyerek diziye katılmadım. Dizi gayet iyi gidiyor. Tahmin edemeyeceğim kadar çok büyük bir ilgiyle 4 sezondur yayın hayatına devam ediyor. Gelecek bölümlere dair biz oyuncuların da pek malumatı olmuyor maalesef. Her hafta 2 buçuk saatlik bir bölümü yazmak revize etmek çekmek ve yayınlamak zor bir iş. Özetle; ben de seyirciler gibi diziyi aynı zaman diliminde takip ediyorum. [caption id="attachment_19396" align="alignnone" width="1066"] Fotoğraf: Kerem Uzel[/caption] Yasak Elma dizisinde hazırcevap, iyi kelime oyunları yapan, esprili bir karakter olan ‘’Caner’’ karakteriyle sizi izlemekteyiz. Birde sizden dinlemek istesek size göre Caner kimdir? İlk sezondan bugüne Caner’in karakter analizine dair neler söylemek istersiniz? Caner ablasına çok düşkün. Çocukken birlikte atlattıkları badireler sebebiyle büyüdüğünde kısa yollardan gidip hemen zengin olma hayali kuran, bu yolda her şeyin mubah olduğunu düşünen ancak böyle düşünse de bazen hayatın karşısına çıkardığı iyi şeyler ile yufka yüreği yumuşayıp “acaba mı?” diye soran biri. Aslında Caner’i “chaoticgood” olarak değerlendirebiliriz. Yani düzene karşı ama bu uğurda kimsenin zarar görmesini istemez, bu da Caner’in hayattaki ikilemini oluşturmakta. Gelecekte hayalini kurduğunuz ve özellikle oynamak istediğiniz bir rol var mı? Ayrıca Sinema ve tiyatro alanlarında önümüzdeki döneme dair planlarınız var mı? Şu an geleceğe dair plan yapacak sağlam bir zemin yok. Bu biraz karamsarlığa itiyor beni. Şu aşamada bu sorunuza hayır yok olarak cevap verebilirim. [caption id="attachment_19397" align="alignnone" width="1600"] Fotoğraf: Kerem Uzel[/caption] Sinema ve dizi sektörünün artık giderek dijital platformlara geçiş yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? İşin doğası bu. Olumlu karşılıyorum. Özellikle TV’de uygulanan anlamsız sansür baskısını bir nebze kırabileceğini, yaratıcı fikirlere alan açabileceğini düşünüyorum. Sinema-dizi sektörü çağımızda artık global bir meta. Yurtdışına ihraç edebildiğimiz en önemli kalemlerden. Dolayısıyla günün getirdiklerinden geri kalmak bu sektörde tamamen geri kalmak anlamına gelir. [caption id="attachment_19398" align="alignnone" width="1066"] Fotoğraf: Kerem Uzel[/caption] Sizi biraz da sosyal açıdan tanıyalım. Boş zamanlarınızda neler yaparsınız başka bir ilgi alanınız, merakınız var mı? Biraz içe dönük bir yapım var. Genelde evde vakit geçirmeyi severim. Bisiklete binmeyi çok seviyorum. İstanbul keşke daha bisiklet dostu bir şehir olsa. Boğaza nazır bisiklete binmek gerçekten çok keyifli.