Yasak Elma Dizisinin Feedo'su Soydan Soydaş, Sinemaport'a Konuştu!

Yasak Elma dizisinde iş insanı Feedo rolüyle izlediğimiz Soydan Soydaş, Sinemaport'tan Alper Ergez'in sorularını yanıtladı.

Oyunculuk  hayatınız nasıl başladı?

Eğitim hayatımı liseye kadar Ankara'da tamamladıktan sonra Konya Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünü kazandım. 4 yıllık eğitimden sonra Konya Devlet Tiyatrosun'da 3 sezon çeşitli oyunlarda yer aldım, daha sonra Ankara ve İstanbul'da oyunculuk hayatıma devam ettim.



Bu güne kadar birçok dizide rol aldınız. Şimdilerde ise ekranların en çok izlenilen dizilerinden "Yasak Elma" dizisinde  "iş insanı Feedo" rolüyle izlemekteyiz. Öncelikle hayırlı olsun. Diziye katılma sürecinizden biraz bahsedebilir misiniz? 

Teşekkürler. Hikayeye aslında şuradan başlamak gerekir. Yasak Elma'ya başlamadan önce Lübnan'da Mısırlı bir yapımcının üstlendiği bir diziye davet edildim. Türkiye'den de seçilen özellikle yönetmenin de isteğiyle tek Türk oyuncuydum, güzel deneyim oldu benim için. Sonra menajerim (Nimet Atasoy) aracılığıyla Yasak Elma dizisinden teklif geldiğini söyledi. Zaten daha önce çalıştığım Med Yapım (Fatih Aksoy) güvendiğim ve takdir ettiğim bir yapım şirketi olması sebebiyle de mutlu oldum, gurur duydum. Böyle bir dizide de oynamak beni son derece heyecanlandırdı. Hem yapıma hem de işe güveniyorum çünkü karşılığı olan bir iş, malumunuz uzun süredir devam eden bir dizi kendine has bir kitlesi var. Özellikle Med Yapım benim için çok önemli zaten Fatih Bey ile daha önceden çalıştım. Ona da olan saygım ve güvenim olması sebebiyle de hiç tereddüt etmeden kabul ettim projeyi.



Bu arada bugüne kadar çeşitli tiyatro oyunlarında da rol aldığınızı biliyoruz. Peki yeni tiyatro projeleriniz olacak mı? Ayrıca bir sinema filminde de rol almayı düşünüyor musunuz?

Tabi tiyatro bambaşka bir alan. Bugün sinema ya da dizi oyuncularının tiyatro kökenli olanlarına bakın. Vazgeçemeyeceğimiz bir olgu, biz onla var oluyoruz. Esasında sinemalar da rol almamız, diziler de rol almamız hep tiyatro oyunculuğumuzun getirdiği şanslı bir durum. Tabi ki ben de tiyatrodan kopmadan devam ediyorum, sinema filmleri de var, teklifler de var. Bir çok dizi de çok önemli oyuncularla oynadım. Türkiye adına önemli işler yapmış özel tiyatrolarda görev aldım, devlet tiyatrosunda çalıştım. Tabi ki bu kadar emeğin karşılığıdır bütün bunlar. Kopmak mümkün değil çünkü biz oyuncular bunlarla varız.



Gelecekte hayalini kurduğunuz ve özellikle oynamak istediğiniz bir rol var mı?

Bu soruyu belki bir çok meslektaşıma, bir çok sanatçı arkadaşıma, eşime, dostuma, büyüğüme sormuşunuzdur. Ben farklı bir cevap vereceğim. Benim hayalimdeki rol tiyatroda bana oynamam için verilen roldür. Ben o rolün hayaliyle tiyatro yapıyorum. Bana bir projede hangi rol verilmişse, layık görülmüşse, benim hayalim haline geliyor ve ben o rolün peşinden koşuyorum. O kahramana ortak olmaya çalışıyorum, onunla beraber yaşıyorum. O yüzden hayallerim de hedeflerim de bana verilmiş ve benim sahneye çıkmama kamera önüne geçmeme sebep olan roldür. O roldür benim için en önemli olan.

Oyunculuk dışında boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben öğrenmenin cehaleti farkındalığı ortaya çıkardığı kanısını hayatım boyunca destekleyen bir insan oldum. Günümüzde her şey o kadar hızlı değişiyor ki genelde gündem takibi ve değişen dünyayı öğrenmekle geçiyor vaktim. Bu her konuyu kapsıyor. Düzen bana hızlı geldiği anda kendimi ıssız bir mekanda kamp yaparken buluyorum. Hem çok sakin hem çok hızlı bir hayatım var diyebilirim iş dışında.



Son olarak sizi sevenlere ve Sinemaport okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Beni sevenlere söylemek istediğim tek şey hedeflerinin dayatmalar üzerine değil, her zaman ilgi duyduğu alanlar üzerine olması gerektiği. Hayalleri işleri olsun. Çünkü bize verilen hayatı dayatılan işi yaparken kurduğumuz hayallerle değil, hayallerimizi yaşarken dayatılan düzeni keyifli hale getirerek geçirmemiz gerektiğine inanıyorum. Sinemanın da kurulmuş hayallerin varlığını bize sanal olarak yansıttığına inanıyorum. Siz Sinemaport ailesi sayesinde de çok kitleye bu durumu yaşatmak bence paha biçilemez en güzel gerçeklerden biri. Buna fırsat verdiğiniz için ayrıca çok teşekkür ederim.

Röportaj: Alper Ergez