sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 08 Şubat 2021

Yönetmen Umut Ertek: Televizyonun Ülkemizde 5 Yılı Daha Var, Sonrasında Adios Amigos

Merhaba Umut Bey, Sinemaport'a hoş geldiniz, öncelikle nasılsınız? Yönetmenlik hayatına ilk olarak nasıl başladınız? Bu mesleğe ilginiz ne zamandır var, biraz bahsedebilir misiniz? Hoşbulduk dostlar iyiyim teşekkürler. Ben Unkapanı plakçılar çarşısına girdiğimde 12 yaşlarındaydım. Amacım kendime Türkçe Rap albümü yapmaktı. O yıllarda Türkçe Rap diye bir şey yoktu. Gel zaman git zaman art arda Türkçe Rap albümleri yaptım. Sonrasında bir plak şirketi açtım yaşım 16 civarıydı. Amacım Türkiye'de bu müzik türünü duyurmak ve sektöre yeni Türkçe Rap albümleri kazandırmaktı. İyi yada kötü rapperler keşif edip önce onlara toplama albümlerde yer verdim sonrasında bazılarına solo albümler yaptım. Amacıma ulaştığımda 18 yaşındaydım. Artık müzik marketlere girildiğinde, çok çeşit yaptığımızdan dolayı Türkçe Rap albümlerinin de kendine ait bir standı vardı. Bana bağlı müzisyen arkadaşlarımın albümlerine klip çekme zorunluluğu doğdu. O zamanlar yeterli paralarımız yoktu. İş mecburen başa düştü ve ben çocuk yaşlarda yönetmen koltuğuna oturdum. Sonraları yönetmenlik adına bambaşka iş teklifleri geldi. Mesela ben ilk tv dizimi yapımcı senarist ve yönetmen olarak çektiğimde henüz 20 yaşındaydım. Sonraları 90 dakikalık tv filmleri furyası başladı. O dönemde de Türkiye’nin en köklü yapımcılarına sayısını hatırlayamadığım kadar proje çektim. Aslında birazda kader sürükledi beni bu işe diyebilirim. Kendinizi nasıl bir yönetmen olarak görüyorsunuz? Gelecekte yönetmek istediğiniz farklı türde bir sinema filmi ya da bir dizi projesi var mı? Bu meslekte 22 küsür yıldır proje üretiyor olsam bile kendimi hala amatör bir yönetmen olarak görüyorum. Her sinema filminde mutlaka yeni bir şeyler öğrenmek mümkün. Her şeyi ben bilirim kafasında olmadım hiçbir zaman. Kendimi nasıl bir yönetmen olarak gördüğümden çok ekibimin beni nasıl bir yönetmen olarak gördüğü önemli benim için. Geleceğe gelince, zaten oldukça yoğun bir takvim söz konusu. Önümde yetiştirmem gereken 7 film var, korku filmi hariç her türü çekiyorum, birde bu filmlerin çoğu seri filmler. Özellikle yapmak istediğim bir proje sorusu benim için biraz hükümsüz çünkü yapmak istemediğim bir projeyi zaten çekmiyorum. Amacım ülkemiz adına iyi işler çıkarmak aslında hedefim bu. Pandemi süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi? Aslında çok etkilemedi desem yeridir. Ben genelde evcil biriyimdir. İşim biter evime giderim. Nerde akşam orda sabah kafasında değilim. Az adamla görüşürüm çoğu 20 yıllık tanıdıklarımdır. Ben sur içi çocuğuyum, anlayışımız yetişme tarzımız, biraz değişiktir, her şey kolayca gözümüze batar. O yüzden ortamlardan uzak olmak benim için daha hayırlı oluyor. Biz insanların yüzüne gülüp arkalarından konuşan şahsiyetlerle vakit geçirmeyi pek tercih etmiyoruz. Meslekte diğerlerinden ön plana çıkmak fark yaratmak için sizce nasıl bir donanıma sahip olunmalı İşini iyi yapma çabasında ve gayretindeysen zaten otomatik olarak diğerlerinin çok ötesinde oluyorsun. İlk donanım kesinlikle egodan uzak durma. Kibir dediğimiz şeyin ateşten gömlek olduğunu akıldan çıkarmamak ve sadece projeye odaklanmak. Hepsi bu. Yönetmen olmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler kendilerini nasıl geliştirmeliler? Hakikat olgusundan uzaklaşmamak. Çevreyi ve hayatı gerçekçi bir anlayışla solumak. Teoriden çok pratikliği algılamak ve bol bol set görmek, teknik akışı analiz etmek ve elbette acele etmemek. Yönetmenlik sanıldığı kadar kolay bir meslek değildir. İncelikleri çoktur, sorumluluğu da biraz fazladır. Yapımcılar size güvenerek ciddi paralar yatırırlar.  Ciddi anlamda farkındalık sahibi olmanız gerekmektedir. Biraz da ‘’Mini Fenomen’’ filminizden bahsedelim isterseniz. Film ne zaman vizyona girecek ve bu filmde kimlerle çalıştınız. Biraz bahsedebilir misiniz? Mini fenomen bir çocuk filmi yazıp çekerken çok eğlendiğim. İzlerken oldukça keyif aldığım bir seri proje. İlk vizyonumuz 5 Şubat’dı sonra 23 Nisan’a aldık şimdi. Pandemiden dolayı ramazan bayramı düşünüyoruz vizyonu. Oyuncular sevgili dostum Ali Buhara Mete, minikler Talha Tosun, Atilla Emirhan Kırık, Öykü Şahin. Yapımcılar dostlarım olan Hamdi Bor, Erol Aydın ve Yıldıray Alkın. Farklı dokusu olan bir proje oldu. Daha çok klip yönetmenliği yaptığınızı biliyoruz. Peki sinema yönetmenliğine geçiş nasıl oldu? Reklam ve klip hep vardı hala da var. Bana bu geçişi hiç hissetirmediler. Çocuk yaştan beri meslekte olunca, hepsi ister istemez harmanlaşıyor. Bu arada ‘’Şuursuz Aşk’’ sinema filminizin 2. kez vizyona gireceğini biliyoruz. Öncelikle bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Ve sinema filminiz ne zaman vizyona girecek belirlenmiş bir tarih var mı? Evet, son kararı elbette yapımcı dostum Orhan Şeddatlı verir. Ama sanırım yeni sezonda ikinci kez vizyonda olacak. Biraz da pandemi şartlarına bağlı tabii. ‘’Mini Fenomen’’ ve ‘’Şuursuz Aşk’’ filmlerinizin dışında vizyona girmeyi bekleyen başka projeleriniz var mı? Biraz bahsedebilir misiniz? Ekim ayında Hollanda Türkiye ortaklı Partum yapıma ait ‘’Aşkın Gönül Yazısı’’ vizyona giriyor, senaryosu ve yönetmenliği bana ait, oyuncular Melis Tüzüngüç, Güntuğ Yardımcı, Sebahat Kumaş, Hüseyin Elmalı Pınar. Çok ağlatacak bir film oldu. Beton Nazmiye var, Afacan Yarışçılar var, Bıcır Bücür var, Ağır İstanbul ve Mini Fenomen 2 var. Arada bir kaç film daha var. Sinema ve dizi sektörünün artık giderek dijital platformlara yayılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Televizyon sektörü artık yok oluyor diyebilir miyiz? Bu bizim için sürpriz değildi. 15 yıldır öngördüğümüz bir durumdu. Proje ve yatırım altyapılarımızı bu doğrultuda yaptık. Bazı yapım şirketleri için sürpriz oldu diyebiliriz. Değişim platformlarla sınırlı kalmayacak. Çok yakında kişisel uydu dönemi başlıyor biliyorsunuz, asıl teknolojik devrim o zaman hayata geçecek. Bırakın büyük sermayeli platformların oluşmasını, şahsi ve kişisel platformlar dönemini göreceğiz. Zaten bunun ayak sesleri hepimizin bildiği o malum birkaç uygulamada duyulmaya başlandı bile. Radyo. Tv. Video. Vcd. Dvd. Sonrasında hardisk içerisinde yüzbinlerce arşiv saklama dönemi gelmişti. Şimdi ise sınırsız depolama alanları ile sınırsız erişim. Tv olayına gelince ülkemizde 5 yılı daha var. Sonrasında adiyos amigos. Kendinize belirlediğiniz mesleki bir hedef var mı? Ne yaparsam bunu başardım diyebilirsiniz? Hedeflerimin hepsini hayata geçirme durumum oldu. Şu an planladığım sadece uluslar arası bir kaç ödülü ülkeme getirmek, insanımız ve memleketimiz adına bunu yapmayı planlıyorum. Benim için hayattaki en büyük başarı adam olarak anılmaktır. Gerisi çok önem teşkil etmiyor. Son olarak Sinemaport okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz? Bütün Sinemaport emekçilerine başarılar diliyorum. Bizi sevenlere de sevmeyenlere de gönülden selamlar olsun. Dostlarımız da varsa düşmanlarımız da hep iyi olsunlar. Hayat gelip geçici her fırsatta kendilerini ve sevdiklerini mutlu etme çabasında olsunlar, saygı ve sevgilerimle.