sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Haber 09 Ocak 2024

Martin Scorsese "İsa" Filminin Bu Yıl Çekileceğini ve Sadece 80 Dakika Olacağını Açıkladı!

Martin Scorsese, Los Angeles Times'ta pazartesi günü yayınlanan bir röportajda, Mayıs ayında ilk kez bahsettiği İsa hakkındaki filmin senaryosunu tamamladığını duyurdu. Scorsese, projenin bu yıl sonunda çekileceğini ve sadece 80 dakika süreceğini belirtti.

“Daha erişilebilir bir şekilde yapmayı ve organize din ile ilişkilendirilen olumsuz algıyı ortadan kaldırmayı deniyorum,” şeklinde konuşan Scorsese, bu yeni projeyi eleştirmen ve film yapımcısı Kent Jones ile birlikte yazdı. Film, Shūsaku Endō’nun 'A Life of Jesus' adlı kitabına dayanıyor.

Eğer Scorsese'nin 80 dakikalık tahmini doğru çıkarsa, yeni filmi şimdiye kadarki en kısa filmi olabilir. Geçen kasım ayında vizyona giren ve şimdi Oscar yarışına dahil olan "Killers of a Flower Moon"un (Dolunay Katilleri) süresi 206 dakikaydı. İsa filminin çoğunlukla günümüzde geçeceği ve spesifik bir dini doktrin yerine İsa'nın temel öğretilerine odaklanacağı biliniyor.



Martin Scorsese yeni filmi ve din hakkında, “Şu anda, ‘din’ dendiğinde herkes silahlanıyor çünkü birçok açıdan başarısız oldu. Ama bu, başlangıçtaki dürtünün yanlış olduğu anlamına gelmez. Geri dönelim. Bir düşünelim. Reddedebilirsiniz. Ama hayatınızı yaşama şeklinizde bir fark yaratabilir — hatta reddederek bile. Elinizin tersiyle itip geçmeyin. Sadece bundan bahsediyorum. Ve bunu, birkaç gün içinde 81 yaşına girecek biri olarak söylüyorum.” açıklamasını yaptı.

Scorsese için aynı zamanda bu proje, kariyeri boyunca birçok filminin takip ettiği şeyin bir doruk noktası:

"'Kundun' ve 'The Last Temptation of Christ' ile, hatta belirli bir ölçüde 'Gangs of New York' ile bir dereceye kadar kurtuluşun yollarını, insanlığın durumunu ve içimizdeki olumsuz şeylerle nasıl başa çıktığımızı bulmaya çalıştım. Biz özünde iyi miyiz ve sonra kötü olmayı mı öğreniyoruz? Değişebilir miyiz? Başkaları bu değişimi kabul edecek mi? Ve bence bu, ahlak ve maneviyat temelinin olmayışı nedeniyle yozlaşmış toplum ve kültüre yönelik bir korkudur. Din değil. Maneviyat. Bu, kendi yolumu buluyorum... Bunu 'dini' terimini kullanarak da söylemek istiyor olabilirsiniz, ama bu dili kullanmaktan nefret ediyorum çünkü sıklıkla yanlış yorumlanıyor. Ama sahip olduğum ya da sahip olmaya çalıştığım temel inançlar var ve onu bulmak için bu filmleri kullanıyorum”

Kübra Karasu