sinema port logo sinema port  logo

BİZİ TAKİP EDİN

Röportaj 27 Şubat 2021

Dilin Döğer: Bipolar Hastalığı Olan Ve Oyuncu Olmak İsteyen Bir Kadını Oynamak İsterdim

Gain platformunda Ex Aşkım dizisiyle kamera karşısına geçen Dilin Döğer ilk röportajını Sinemaport yazarlarından Alper Ergez ile gerçekleştirdi. Merhaba Dilin Hanım sinemaporta hoş geldiniz nasılsınız öncelikle sizleri tanımayanların daha yakından sizi tanıyabilmesi için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? 22 Şubat 1995'te Diyarbakır'da memur bir ailede doğdum. Çocukluğumun yarısı Diyarbakır'da yarısı ise Mersin'e taşınınca orada geçti. Bu iki şehir o zamanlar pek anlayamasam da gelişimimde çok yardımcı oldular. Diyarbakır benim için çocukluğumu doya doya yaşadığım bir şehir, Mersin ise neyi isteyip neyi istemediğim konusunda bir sürü şeyin içine girip çıktığım bir çeşni şehir oldu diyebilirim. Çocukluğumdan beri, içinde doğduğum aile üyelerinin de getirdiği bilinçle hep sanatla iç içe oldum. Sanatla bağım Diyarbakır'da temellendi. O zamanlar Tan Sağtürk'ün açtığı ilk bale okuluna annem koşa koşa yazdırmıştı ve bu sayede Anadolu Ateşi’yle sahneye çıkma fırsatı bulmuştum. Çocukluğumda elime boyalar, fırçalar ve hatta pirinç taneleri verilip bir şeyler yaratmam istenirmiş. Halalarım resim ve müzik öğretmeniydi, amcam ise yazardı. Dolayısıyla çocukluğum evin içinde kütüphane görerek, kocaman tuvallerdeki halamın çizimleriyle tanışarak, biriktirilen kuponlarla alınan Bizet, Mendelssohn, Mozart gibi büyük klasik müzik bestecilerini dinleyerek ilerledi. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi'ni kazanıp Ankara'ya yerleştim. Benliğim sanırım böyle temellendi ve size kendimi en kısa böyle tanıtabilirim. :) İçinde bulunduğumuz COVİD-19 süreci işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiledi? Ben de herkes gibi evimde vakit geçirebileceğimi fark edip yapmayı unuttuğum şeylere geri döndüm. Daha çok resim çizmekle vaktimi tamamladım. Neyse ki bir süre sonra kurallar ve kısıtlamalara uyarak işlerimiz devam etmeye başlayınca kendimi daha iyi hissetmeye başladım, umarım her şey çok güzel olacak. Oyunculukla tanışmanız nasıl oldu? Maydonoz Ajans’a başvuru yaptım. Sonra ajansa görüşmeye gittiğimde sevgili menajerim Yağmur Gökkaya ile tanıştım. Sonrasında kariyer planımın ilk hedefi Yetenek Evi Sanat Akademisinde Başta Korkut Baran hocam olmak üzere birbirinden değerli insanlardan eğitim alarak oyunculuk serüvenim başladı. Bugüne kadar Türk Telekom,Enza,Fox Play,Ülker gibi çok sayıda markanın reklam filminde rol aldınız. Peki sizin için reklam oyunculuğu nasıl başladı ve devam edecek mi? Oyuncu olmak istediğime üniversitenin son sınıfındayken karar verip, o an yapabileceğim bütün imkanlarla birlikte harekete geçmiştim. Benim için biraz zorlu bir süreçti. Ama iyi ki de çatlamış bir şeyler ve böylece çatlaklardan ışık sızmış deyip Leonard Coheni'de analım böylece. Ajansa başvurup, kabul görüldükten kısa bir süre sonra her şey başladı, oyunculuk ve diksiyon eğitimlerim devam ederken ilk reklam işimi almış bulundum böylece. Ve daha sonra devamı gelmeye başladı. 2019 yılında ilk Uluslararası sinema film projemde sevgili yönetmenim Hiner Saleem ile art house bir film projesini tamamladık. Şimdi ise dünya festivallerinde prömiyer yapmayı bekliyoruz. Gain platformunda 13 Şubat cumartesi günü yayına giren EX Aşkım dizisine başladınız. Öncelikle hayırlı olsun. Diziye katılmaya nasıl karar verdiniz ve dizinin konusundan biraz bahsedebilir misiniz? Çok teşekkür ederim. Projenin cast direktörü, menajerim Yağmur Gökkaya ile irtibata geçerek proje detaylarına uygun oyuncu talebinde bulunmuş. Diziye katılmak için ben de her oyuncu gibi audition süreçlerinden geçtim ve onaylandım. Bu benim ilk dizi projem olduğu için her zaman ayrı bir yeri olacak hayatımda. Dizimiz toplam 24 bölümden oluşuyor ve her bölümde farklı oyuncu arkadaşların hayat verdiği karakterlerle anlatılan farklı eski aşk hikayeleri var. Bu hikayelerin hepsini aynı mekanda izliyoruz. Gain platformu zaten çok özgün ve başarısı devam eden bir alan oldu, bu projede de birden fazla yönetmen ve oyuncularla birlikte özgün bir iş çıkardık diye düşünüyorum. Reklam oyunculuğunun dışında dizi ve sinema oyunculuğu alanında da ilerlemeyi düşünüyor musunuz? Her oyuncu gibi kariyerimin ilerlemesine katkıda bulunacak işlerde bulunmak isterim tabii ki. Bu reklam da olur, dizi de, sinema da. Benim için içeriği ve niteliği çok önemli çünkü temelimi sağlam, acele etmeden oturtmak istiyorum. Her zaman nitelikli işlerin bir başka nitelikli işlere kapı açtığına inanırım bu yüzden iş ve dolayısıyla insanlarla temas etmeyi, aralarında bağ kurmayı tercih ediyorum. Kariyerinizde kendinize belirlediğiniz bir hedef ve gelecekte hayalini kurduğunuz oynamak istediğiniz bir rol var mı? Öncelikle kariyerimi menajerim Yağmur Gökkaya ile birlikte belirliyoruz. Gerek yerli gerekse de Uluslararası projelerdeki hedefimiz kaliteli bütün yapımların içinde olmak. Umarım ömrüm yettiğince bu dünyada farklı farklı hisseden herkese ben de bir gün hayat veririm ama özellikle sorduğunuz için cevabım; bipolar hastalığı olan bir kadının oyuncu olmak istemesi, bunun kişisel hayatındaki çatışma ve çıkmazlarının oyunculuk kariyeriyle nasıl çarpıştığını anlatmak isterdim ben de bir gün. Sonu nasıl biterdi acaba? :) Sizi biraz da sosyal açıdan tanıyalım. Oyunculuk dışında boş zamanlarınızda neler yaparsınız başka bir ilgi alanınız, merakınız var mı? Resim çizmekten çok keyif alıyorum, meditasyon yapmak ruhuma iyi geliyor. Büyük bir Mubi hayranı ve izleyicisiyim. Aynı zamanda Fransızca öğrenmeye başladım. Bazen saatlerce müzik keşfine çıktığım olur. Bir de bu sıralar ukulele öğrenmeye başladım. Son olarak SinemaPort okuyucularına ve sizi sevenlere neler söylemek istersiniz? Sizlere içtenlikle bir dileğim var; umarım yolunda emek veren herkes içindeki Ikigai’sini bulur ve sağlıkla ömrünü tamamlar! Röportaj: Alper Ergez / Sinemaport